15 Kasım 2011 Salı

Küvetteki Örümcekle Tanrı ve Kötülük Üzerine

Senin ne işin vardı küvette ben onu bilmiyorum sevgili örümcek ama üzerine su sıkıp ölümüne sebebiyet vermek istemedim. Bacağından tutup, bacağının kırılmasına sebep olmak da istemedim. Neticede sen de bu dünya üzerinde yaşıyordun ve en az benim kadar hayatta kalmaya hakkın vardı. Hala da var. Üstelik nemli duvarlara tırmanarak bulunduğun ortamı terk etme isteğin had safhadaydı. Bir örümcek azimli olmaya görsün. Belki geçiyordun uğradın ben onu bilemem. Belki de ağ kurup, avlar düşürecek bir köşe arıyordun kendine onu da bilemem. Beni çok düşünceli bir halde yakaladığın kesindi. Tanrı ve kötülük problemi üzerine düşünüyordum. Her zaman böyle şeyler düşünmüyorum tabi ki. Bugün sınavını olduğum Din Felsefesi I dersindeki konu başlıklarından biriydi sadece üzerine düşündüğüm konu. Seninle karşılaştığımız o anda şüphesiz ki güçlü olan bendim. Mentos reklamında oynamadığın sürece de galip belliydi. Dediğim gibi bir kaşık suya bakardı. Peki gerçekten hayat alacak kadar kötülük icra etmek bu kadar kolay mıydı? Hedefi 12'den vurmuş muydu Mackie, tanrı gerçekten varolsaydı bu kadar kötülüğe izin verir miydi diye sorarken. Salt iyi bir varlık bütün bu dünya üzerinde cereyan eden kötülükleri engelleyemez miydi? Netice de kadir-i mutlak bir varlıktı.  Mantıksal olarak kötülüklerin engellenebilir olması, bunun tam hakim bir varlığın hakimiyetine gölge düşürüp düşürmediği ayrı bir konu. Yapabilir miydi ayrı bir konu.
Benim fikrim ne mi dostum? Bence yapmazdı. Nitekim yapmıyor da. Her gün binlerce suç işleniyor, haklar gasp ediliyor, canlar alınıyor, değerler istatistiklere dönüşüyor. Yaratıcı bir baba misali sürekli hep iyiye mi yönlendirecek zannediyorlar anlamıyorum ki. Bir gün ilahi bir şekilde kötülüklerin kendiliğinden sona ereceğini mi bekliyorlar yoksa? Herkese bir tane saksı boşuna konmadı, içi boşta koyulmadı heralde. Neden dünyada kötülük var ve bunun kaynağı ne üzerine biraz kafa yorulsa... Ya da herkes kendi kapısının önünü temizlese bütün sokaklar tertemiz olurdu değil mi? Olmazdı. Birisinin iki kapı arasında kime ait olduğu belli olmayan yerleri temizlemesi gerekiyor. Kim? Bu saate kalınca böyle yazının nereye gittiği de belli olmuyor tabi. Neyse örümcekle ayrı yollara gittik. Bana düşündürdükleri için müteşekkirim. Felsefi yazalım dedik duygusal yazdık yine iyi mi!

2 yorum:

  1. Ne deliliğimi gördün dostum Gökhan? Bunca senedir tanırsın beni, ne kadar aklı başında olduğumu sen bilmezsen kim bilecek?

    YanıtlaSil

Sen de Karala İki Satır