17 Temmuz 2011 Pazar

İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açar

Geçtiğimiz haftasonu İzmir'e bizim köye gittim. Sizin köy neresi derseniz tam olarak şurası diyebileceğimi zannediyorum. Mavi gözüken yer Latif abimin inek damı, en tepedeki ev de dedemin evi. Her neyse Cuma günü yola çıktım. Yola çıkarken de İzmir'de 30 saatimi, yolda ise 18 saatimi geçireceğimi bilerek çıktım. Fiyat/Performans, Zaman/Fiyat, Performans/Zaman birimlerinden herhangi biri açıısndan karlı bir alışveriş olmadığının farkındaydım zaten ama olsun hem kendim için bir değişiklik olsun dedim, hem iki insan görmüş olurum dedim. Fakat kazancım bunlarla sınırlı kalmadı.

Kimse bana demedi ki "Eski takımı yeniden bir araya getiriyoruz, var mısın?". Hayır bunu bana söyleseler, ben isterse iki saat kalacak olayım, zaten giderdim yine. Eski takımdan kastım ne mi? Eski takımdan kastım çocukken her yaz köye gidip yaklaşık bir ay süre ile kaldığımız zamanlarda birbirimize yoldaş olduğumuz, aynı su akıntısının önüne baraj kurup sonra yıktığımız, küçük tepe ismi ile meşhur tepeye beraber baraka kurduğumuz sonra içine girip "Burası benim evimmiş meğersem" dediğimiz, "Haydi 3. havuza kadar gidelim" diyip sonra yolun ortasında böğürtlene daldığımız, zaman zaman sayıca değişkenlik gösteren ama her zaman 3 kişiden fazla olan takımı kastediyorum. Kim vardı peki bu takımda? Reyhan Ablam, kardeşi Oğuzhan, kuzenim Hatice, onun kardeşi Recep, kardeş torunumuz Enes, Enes'in kardeşi Rümeysa ve ben vardım.

Bunca sene (bazılarını görmeyeli 4-5 sene olmuştu) sonra hepsini birden görmek bir hoş oldu. Oturup eski günleri uzun uzun yad edecek veya küçük bir geziye çıkacak vakimiz olmadı belki ama birlikte oturup konuştuğumuz 1-2 saat çok şükela oldu. Düşünün ki sabah akşam kaymaklı ekmek kadayıfı yiyorsunuz ama ne şekeri ne kaymağı sizi baymıyor. Tabi ne yaptık? Hazır birbirimizi bulmuşken fotoğraf çektirdik. Eskilerden bir fotoğraf olaydı onu da koyaydım güzel olurdu tabi ama kim bilir nerede o fotoğraflar. Bulursam koyarım artık. Bu da böyle bir anım taze bitti zira.
Soldan Sağa: Oğuzhan, Reyhan Abla, Ben, Mehmetcan, Hatice, Recep, Dedem

Bir Günlük Civciv Böyle Olur(Boyamaya Gerek Yok)
 
Yarasa Fotoğrafı Çektim Yuhh!!!

Aslında Şehrin Işıklarından Yıldızlar Gözükmüyor :p

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Leyla ile Mecnun

Yeni başladığım bir dizi Leyla ile Mecnun. Uzun zamanlar boyunca diziyi takip eden arkadaşlarımın bazılarından diziyi benim de izlemem gerektiği konusunda ciddi geri dönüşler almıştım. İnsanlar etrafımda dizi oyuncularının repliklerini tekrar etmek suretiyle eğlenirken ben de fransızcamı bayağı bir ilerlettim. En sonunda da diziyi merak ettiğimden değil artık yeterince fransız kalmamdan mütevellit aldım Said'den diziyi başladım izlemeye.
Güzel dizi Allah için, öyle kahkahalar atarak güldürmedi beni ama karakterleriyle, garip kadrajlarıyla ve çekim açılarıyla sardırdı beni kendisine. Şu an itibari ile 7. bölümünü bitirdim. Daha da izlerim ben bu diziyi, bitiririm bu sezonu. Yazıyı yazma sebebim ise şu, televizyon izlemeyen ve kotalı internete sahip olan birisi olduğum için, çok fazla dizi izleyen bir insan değilim. Böyle eşin, dostun tavsiye ettiği dizileri izliyorum ara ara. Şimdiye kadar ne izledin derlerse Lost, Prison Break, Smallville, Mahallenin Muhtarları, Bizimkiler, Memoli ve muhtelif Türk dizilerini izledim. Yazıyı yazma sebebim ise bu izlediğim diziler içinde en güzel başlangıcı olan bölüm Leyla ile Mecnun dizisinin 6. bölümünün girişidir. Zaman çizgisinin düzgün ilerlemesi fakat göreli kullanımı belki de bu sahneyi benim onu olduğu yere koymamdaki en büyük etkendir. Hangi sahne bu peki? Şu sahne efendim:

5 Temmuz 2011 Salı

Mezunum, Mezunsun, Mezun




Geçtiğimiz perşembe günü yani 30 Haziran 2011 tarihinde resmen okulu bitirmiş olduk. Okulla olan 4+1 yıllık sözleşmelerini daha fazla uzatmamaya karar veren 40-50 kişi toplu mezuniyet töreni ile yeni hayatlarına uğurlandı. Sözü çok fazla uzatmayacağım. Mezun olan bütün arkadaşlarıma önlerindeki hayatlarında başarılar dilerim. Kim bilir belki ileride bir gün, bir yerlerde yeniden karşılaşırız bazılarınızla. Videoyu hazırlayan Gök(han|su) arkadaşımıza saygılar. Hayra karşı...

Kendime Not: Bir video, bir kaç resim ile bu yazıyı kotarırım bence.

Mervdivenlerin Dili Olsa da Konuşsa

Eti Hoca'nın Mihmandarlığı ile Yürüdüler Mezuniyete


Ulviye Hoca ile Başla ve Bitir Oynadık
Binlerce Kep Var